ÜLKÜCÜ ŞEHİTLERİ ANMA TÖRENİNE KATILDIK Print
Written by operator1   
Wednesday, 28 May 2025 12:39

Ülkü Ocakları Genel Merkezi tarafından Kızılcahamam Ülkücü Şehitler Anıtına düzenlenen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve MHP Başkan Yardımcılarının ve çok sayıda Ülküdaşımızın iştirak  ettiği  Ülkücü Şehitleri Anma Törenine Genel Başkanımız Reşat Reha Dilek ve Ankara Şube Başkanımız Hasan ŞİŞMAN katılmıştır.

Ülkücü Şehitleri Anma Günü dolayısıyla Ankara Kızılcahamam’daki Ülkücü Şehitler Anıtında Kuran Okunmuş ve MHP Genel Başkanı Sayın Dr. Devlet BAHÇELİ tarafından Şehitler anıtına çiçek bırakılmıştır.

27 Mayıs Ülkücü Şehitleri Anma Günü’nde, Şehit Bakanımız Gün Sazak başta olmak üzere davamız uğruna şehadete eren tüm şehitlerimizi rahmet, minnet ve saygıyla anıyoruz. Aziz ruhları şad, mekânları Cennet olsun. ÜLKÜTEK

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’nin,“Ülkücü Şehitleri Anma Günü” programında yapmış oldukları konuşmanın tam metni aşağıda verilmiştir.

 

Aziz Dava Arkadaşlarım,

Değerli Basın Mensupları,

Hepinizi ve her birinizi kemali hürmetle selamlıyorum.

Gerek inanç ve itikadımız mucibince, gerekse de tarih ve kültür değerlerimiz çerçevesinde şehitlik en yüce makamın adı, en yüksek mertebenin tarif ve taltifidir.

Karanlıktan medet umanlar elbette tarihin harabelerinde unutulmuşluğa terk edilmişken şehitlerimiz aydınlık saçan ahlaki ve şerefli mücadeleleriyle yaşadıkları çağın ve zamanın üstüne çıkmışlardır.

Alemde hiçbir hakikat gizli kalmayacağına göre aziz şehitlerimizin kutlu miras ve emanetleri de dünya durdukça dilden dile, nesilden nesile anlatılacak, aktarılacak, minnetle paylaşılacaktır.

Ülkücü şehitler fedakarlık nişanesi, kahramanlık timsalidir.

Onlar büyük ve güçlü Türkiye’yi misyon olarak akıl ve vicdanlarında somutlaştıran serdengeçti yüreklerdir.

Hiçbir şehidimiz, hiçbir gazimiz günübirlik bir hayatın, gelip geçici heveslerin taliplisi ve takipçisi olmadı.

Vatana, millete ve davaya bağlılıkları mukadder ve muhakkaktı.

Fazilet, feragat, feraset ve fehametle pekişmiş fani hayatlarını ülkü, ülke ve ilkelerine adamışlardı.

Fildişi kulelerine değil kahramanlığın zirvesine tırmandılar.

Tuzu kurular gibi sırça köşklerde ahkam kesmeye hiç itibar etmediler.

Nabza göre şerbet vermediler.

Her dönemin değil davasının adamı oldular.

Menfaat düşkünü değil, millet, muhabbet ve mukaddesat aşkıyla kavruldular.

Dışta fakir içte zengin olmayı bildiler.

Dava adamlığının kitabını deyim yerindeyse canlarıyla, kanlarıyla yazdılar.

Gelenin keyfi için geçmişe yüz çevirmediler.

Egolarını erdemlerinin önüne geçirmediler.

Zulmün boyunduruğuna girmediler, kalleş pusulara düşseler bile boyun eğmediler, çile ve zorluklar ardı sıra sökün etse de vazgeçmediler, nihayet alp ile erenliği ruhlarında cem ettiler.

Merhum halk ozanımız Yunus diyor ya;       

Olsun be aldırma,

Yaradan yardır,

Sanma ki zalimin ettiği kardır

Mazlumun ahı indirir şahı,

Her şeyin bir vakti vardır.

Toprağımızda izi olmayanların, tohum tohum saçılan emekleri inkar edenlerin, tarlası omuzunda oradan buraya gezenlerin bugünlerde maske takıp Milliyetçi-Ülkücü Hareket’i haksız ve hayasız şekilde suçlaması, bilinmelidir ki, evvelemirde şehitlerimizin aziz hatıralarına saygısızlıktır.

Gerçekten her şeyin bir vakti vardır.

O vakit hızla yaklaşmaktadır.

O vakit Türkiye Yüzyılıyla simgelenmekte, yeni bir milli birlik ve kardeşlik asrıyla tebarüz etmektedir.

Şehitlerimizin kutlu emanetleri başımızın üstünde, kalbimizin derinliklerinde, ömrümüzün ve önümüzün tam merkezindedir.

Vefa bilmeyenlerin vakardan haberi olmaz.

Sadakati devre mülk gibi gören sahte ve simsar zihniyetlerin Türk milliyetçiliğiyle ilgili fitne ve dedikodu yaymaları ademe de mahkumdur.

Çıkarlarının sevdalısı olan siyasi devşirmeler davasının sevdasıyla çelikleşmiş ve bayraklaşmış ülkücü şuura elbette nüfuz edemez, hiçbir süratte de yalan ve iftiraya dayanan çirkin sözlerinin değerinden ve ederinden bahsedilemez.

Şehitlerimizin yeri gönüllerde, mükâfatı ise Yüce Allah’ın rahmetindedir.

Hepsinin mücadelesi onurlu, hepsinin ahlak ve şahsiyetleri göz kamaştırıcıdır.

Onlar hesap yapmamışlar, yanlışa ortak olmamışlar, hasbi ve haysiyetli hayatlarıyla temayüz etmişlerdir.

Ülkücüler Ötüken’den atılan adıma Türk vatanında kucak açan, Söğüt’ten yapılan çağrıya yaşadıkları dönemde aynen riayet eden, tarihin nabzını damarlarındaki kanla temsil eden soylu insanlardır.

Ülkücü şehitler ise Türk milletinin iftihar ve irade cevherleridir.

Bizim inancımıza göre şehitler ölmemiştir.

Bu vesileyle bütün şehitlerimizi, merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş Bey’i, hain bir saldırıda şehit düşen merhum Gün Sazak Bey’i, hayatlarını kaybetmiş tüm ülküdaşlarımızı saygıyla, rahmetle, özlemle anıyorum.

Gazilerimize uzun ve huzurlu bir ömür diliyorum.

Her ülküdaşımdan, davasının iffet ve itibarını inançla müdafaa eden her kardeşimden Allah razı olsun diyorum.

Şehitlerimizin ruhu şad olsun.