"MÜBAREK 18 GÜNDE GİTTİ. SEN DE 118 GÜN SONRA..." Print

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Balyoz davasındaki tutuklamaları eleştirdi: AKP'nin seçim süreci yaklaşırken TSK'yı darbeci gibi göstermesi kabul edilemez. Mısır'da askeri yönetime alkış tutanların ülkemizde darbe karşıtı tutum takınmaları ikiyüzlülük

 MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 23’ncü dönem 5’nci yasama yılının son grup toplantısında Balyoz davasındaki tutuklamaları eleştirdi. Bahçeli "Mısır’da askeri vesayete sesini dahi çıkarmayanların, hatta alkış tutanların; ülkemizde güya darbe karşıtı tutum takınmaları iflah olmaz bir çelişkidir ve kapatılmayacak kadar açığa çıkan ikiyüzlülüğün dışa vurumudur" dedi. Bahçeli "Dünya 18 günde Mübarek’in gitmesine şahit olmuştur. İnşallah 118 gün sonra yapılması gündemde olan genel seçimlerde de Recep Tayyip Erdoğan ve ekibi demokratik yollardan gidecek ve milletimiz bu fesat siyaset erbaplarına hak ettiği dersi mutlaka verecek" diye konuştu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin 23’ncü dönem 5’nci yasama yılının son grup toplantısında gündemdeki konuları değerlendirdi. Konuşmasına Kahramanmaraş’ın Afşin ilçesinde, kömür üretimi yapılan bir maden sahasında yaşanan heyelanı hatırlatarak başlayan Bahçeli, "Beklentimiz AKP hükümetinin, devletin imkanlarını tümüyle harekete geçirerek toprak altında kalan kardeşlerimize bir an önce ulaşmasıdır" dedi.

"BAŞBAKAN VATANDAŞA GÜÇ GÖSTERİSİ YAPMAKTAN UTANMALI"

AKP iktidarları döneminde Türkiye’de çivisi çıkmamış hiçbir alan kalmadığını, bölücü terör ve etnik tahriklerin AKP hükümetlerinde zirve yaptığını, PKK ve Hizbullah militanlarının serbest kaldığını ve rahata erdiğini söyleyen Bahçeli, Başbakan Erdoğan’ın Sakarya gezisinde korumalarının tutumunu eleştirdi. Bahçeli "İnsanlarımız artık başlarına ne geleceğini bilmeden ve korku içinde hayatlarını sürdürmeye çalışmaktadır. Başbakan ise koruma ordusu ile saltanat sürmekte, geçtiği yerlerde tıpkı Sakarya’da olduğu gibi mutat işlerini yaparken apar topar yere yatırılıp zalimci sorgulanan vatandaşlarımıza rastlanmaktadır. Bu saygısız, vicdansız ve küstah davranışları hiçbir masum vatandaşımız hak etmemektedir. Bize göre Başbakan Erdoğan başını serbest bıraktığı katillere çevirmeli, savunmasız vatandaşa güç gösterisi yapmaktan utanmalı ve bu konuda nedamet göstermelidir" diye konuştu.

"MÜFTERİ BAŞBAKAN EN BÜYÜK PİSLİĞİ KENDİ DÖNEMLERİNDE YANDAŞLARIYLA BİRLİKTE OLUŞTURDU"

Gelinen noktada bıçağın kemiğe dayandığını, sabır taşının çatladığını belirten Bahçeli, Başbakan Erdoğan ve partisinin dinlenmesi ve seçim sandığıyla kenara çekilmesinin mecburi bir hal aldığını söyledi. Milletin iktidar mühürünü AKP’den alacağını ve ‘azametli yumruğunu AKP’nin kafası’na indireceğini söyleyen Bahçeli "Kars’tan Edirne’ye, Trabzon’dan Mersin’e kadar tüm vatandaşlarımız sekiz yılı aşan bir süredir görevde bulunan AKP hükümetinin demokratik yollardan yakasından tutacak ve alaşağı edecektir. Bilinmelidir ki bugün geçmişin pisliğini temizlediklerini söyleyen müfteri Başbakan, en büyük pisliği ve iğrençliği kendi dönemlerinde yandaşlarıyla birlikte oluşturmuştur. Unutulmasın ki biz bu dönemin kirlerini hem arındıracağız hem de bunun müsebbiplerinin burunlarından bir bir getireceğiz" diye konuştu.

"MÜBAREK 18 GÜNDE GİTTİ ERDOĞAN 118 GÜN SONRA DEMOKRATİK YOLLARDAN GİDECEK"

Grup toplantısında Mısır’daki gelişmeleri de değerlendiren Bahçeli, gelişmelerin Ortadoğu ve Müslüman coğrafyasında önemli sonuçlara kapı aralayacağını söyledi. Bundan sonra Müslüman coğrafyasının eskisi gibi olmayacağını kaydeden Bahçeli, Başbakan Erdoğan’ın Mısır konusundaki söz ve duruşunun samimiyetsiz ve art niyetli olduğunu savundu. Bahçeli "Dünya 18 günde Mübarek’in gitmesine şahit olmuştur ve bu hepimizin bildiği bir sondur. İnşallah 118 gün sonra yapılması gündemde olan milletvekilliği genel seçimlerinde de Recep Tayyip Erdoğan ve ekibi demokratik yollardan gidecek ve milletimiz bu fesat siyaset erbaplarına hak ettiği dersi ve karşılığı mutlaka vererek geldikleri gibi gönderecektir" dedi.

"MISIR’DAKİ ASKERİ VESAYETE ALKIŞ TUTANLARIN ÜLKEMİZDE DARBE KARŞITI TUTUM TAKINMALARI ÇELİŞKİ VE İKİYÜZLÜLÜK"

Bahçeli grup konuşmasında Balyoz davasındaki tutuklamaları da değerlendirdi. Mısır’daki askeri vesayet yönetiminin oluşmasına paralel, Türkiye’de asker kişilerin mahkeme önüne çıkarılmasını ilginç ve manidar bulduklarını kaydeden Bahçeli, şunları söyledi:

"AKP hükümeti yıllardan beridir, milletimize yaşattığı hezimetleri gizleyebilmek için sanal bir darbe karşıtlığına soyunmuş ve sahte bir demokrasi taraftarlığıyla eğip bükmediği bir şey bırakmamıştır. Oynanan oyun bellidir ve tarafları ise ortadadır. Ne ilginç tesadüftür ki her seçim öncesinde AKP klasiği haline gelen darbe iddiaları ya da sivil asker gerilimi ısıtılıp ısıtılıp tekrar servis edilmektedir. Bu tezgahın paslandığını ve artık bir işe yaramayacağını görmek ve anlamak lazımdır. Şüphesiz demokrasiye dışarıdan müdahale arayışları affedilmez bir hatadır ve bu yanlışa düşenlere adalet önünde hesap sorulması mutlak bir zarurettir. Ancak Mısır’da askeri vesayete sesini dahi çıkarmayanların, hatta alkış tutanların; ülkemizde güya darbe karşıtı tutum takınmaları iflah olmaz bir çelişkidir ve kapatılmayacak kadar açığa çıkan ikiyüzlülüğün dışa vurumudur."

"KİMSE BİZE DEMOKRASİ DERSİ VERMEYE KALKIŞMAMALI" Bahçeli kerameti kendinden menkul bahanelere sığınarak hukuk ve demokrasi dışı yöntemlerle müdahale arayışında olanları ne Allah’ın ne Türk milletinin affedeceğini ifade eden Bahçeli, MHP mensuplarının darbeler nedeniyle ağır bedeller ödediğini söyledi. Bahçeli "Eziyet görenler, zindanlarda çürüyenler ve ihtilal dönemlerinin arkadan kurmalı mahkemelerinde darağaçlarına yollananlar Türk milletinin varlığına kendisini adayan aziz dava arkadaşlarımdır ve bunlara sebep olanları dünya durdukça nefretle hatırlayacağımızı herkes çok iyi bilmelidir. Bu itibarla hiç kimse bize demokrasi dersi vermeye kalkışmamalı, hele hele ara dönemlerin ürünü olanlar bu konuda hadlerini asla aşmamalıdırlar" dedi.

"AKP’NİN SEÇİM YAKLAŞIRKEN TSK’YI DARBECİ GİBİ GÖSTERME ÇABALARI ÇİRKİN VE KABUL EDİLEMEZ"

Demokrasiye yönelik tehlikenin sadece siyaset dışındaki unsurlardan gelmediğini de belirten Bahçeli "Vurgunculuk dalgalarının kaynakları süpürdüğü, para baronlarının egemenliğini ilan ettiği, eşitlik ve adalet prensiplerinin hiçe sayıldığı, benden senden ayrımının hayatın her alanına yayıldığı, siyasal rekabetin düşmanlık doğurduğu bir toplumda demokrasinin tahrip olması için dışsal bir faktöre ihtiyaç yoktur" dedi. Balyoz darbe planı iddiaları kapsamında yapılan son gözaltıların bu çerçeveden değerlendirilmesinin doğru olacağını kaydeden Bahçeli, hangi kurum içinde demokrasi dışı yollara itibar edenler varsa bunların cezalandırılmasının doğal ve gerekli olduğunu söyledi. Ancak siyasi çıkar hesabıyla kurumları töhmet altında bırakmanın da hiç kimseye fayda sağlamayacağını dile getiren Bahçeli "AKP’nin seçimler yaklaşırken yeniden sahte mağdur rolü oynamak için Türk Silahlı Kuvvetlerini darbeci olarak gösterme çabaları bu bakımdan çok çirkin ve kabul edilemezdir" diye konuştu.

"TSK’Nİ KAĞITTAN KAPLAN OLARAK DEĞERLENDİRENLER DE FUTBOL TOPU GİBİ OYNARLAR DİYENLER DE ELİNİ ÇEKMELİ"

MHP olarak darbe anlayışına ve darbecilere kesinlikle karşı olduklarını TSK içinde darbe emeli taşıyanlara da asla yer verilmemesini istediklerini vurgulayan Bahçeli, şöyle konuştu: "Sözde darbe iddiaları doğrultusunda 163 kişinin gözaltına alınması ve bunların içinde Güneydoğu’da terörle amansız bir mücadele sergileyen emekli ya da muvazzaf askerlerin de bulunması aklımıza bu değerli şahsiyetlerden intikam alındığı hususunu getirmektedir. Bu itibarla işleyen yargı sürecini savsaklamadan, her gün yeni bir bahane ile geciktirilmesine meydan vermeden devam eden hukuki süreç bir an önce ve süratle sonuçlandırılmalıdır. Halen sürmekte olan ve iyice şirazesinden çıkan sözde darbe iddialarıyla ilgili hukuki süreçlerde dikkat edilmesi gereken başka önemli hususlar da vardır. Özellikle AKP’nin el altından TSK’ne karşı malum mihraklarca birlikte yürüttüğü psikolojik operasyona bir an önce son verilmeli, Mehmetçiği siyasete çekme çabaları kesinlikle sonlandırılmalıdır. TSK’ni kağıttan kaplan olarak değerlendirenlerle, futbol topu gibi oynarlar diyenler ellerini Türk milletinin ordusundan çekmelidir. Türkiye artık darbe iddialarından kurtulmalı, TSK’nın darbe heveslisi bir kuruluş gibi gösterilmesinden tamamen vazgeçilmelidir. Türk milletinin bir tane ordusu vardır ve onu da demokrasi karşıtı gibi göstermek hiç kimsenin faydasına olmayacak ve karanlık hesaplarını aklamaya yetmeyecektir."

"BÜYÜKELÇİNİN GÖREVDEN ALINMASI REZALETE TÜY DİKTİ"

Bahçeli konuşmasında Başbakan’ın ‘besleme’ sözüyle başlayan KKTC ile ilgili tartışmaları da değerlendirdi. Tartışmaların Başbakan’ın gerçek niyetlerine ve hesaplarına ışık tuttuğunu, Başbakan’ın suçüstü yakalandığını, maskesinin düştüğünü ifade eden Bahçeli, Başbakan’ın yavru vatandaki çirkin bir pankartı gerekçe göstererek Cumhurbaşkanlığı seçimi nedeniyle Kıbrıs Türk halkını cezalandırma niyetinin bütün çıplaklığıyla ortaya çıktığını kaydetti. Kuzey Kıbrıs’ta yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Mehmet Ali Talat’ın Başbakan’ın bütün çabalarına rağmen ikinci kez seçilemediğini hatırlatan Bahçeli, Lefkoşa Büyükelçisinin görevden alınmasına da tepki gösterdi. Bahçeli büyükelçinin görevden alınarak yerine son tartışmaların odağında yer alan Türk yardım heyetin başkanı bir müşavirin atanmasının yaşanan rezalete tüy diktiğini belirterek şunları söyledi:

"Lefkoşa büyükelçimizin görevden alınması Dışişleri Bakanlığı gelenekleri, ilkeleri ve uygulamaları bakımından da görülmemiş bir rezalet olarak tarihe geçmiştir. Lefkoşa Büyükelçimizin görevine altı-yedi ay önce başlamışken apar topar merkeze alınması, yerine Dışişleri kadroları haricinden Büyükelçinin mahiyetinde alt düzeyde bir müşavir olarak çalışan Türk ekonomik yardım heyeti başkanını ataması tam anlamıyla bir skandaldır. Kıbrıs müzakerelerinin çok nazik bir aşamaya girdiği bugünkü süreçte Kıbrıs’ın ‘K’sını bile bilmeyen birinin Lefkoşa gibi hassas bir merkeze Büyükelçi olarak atanmasının arkasında hangi hesapların yattığı da ilerde daha iyi anlaşılacaktır. Kıbrıs milli davamızı, AB ve ABD’nin politikaları karşısında bir kambur ve ayak bağı olarak gören Başbakan’ın Kıbrıs Türklüğünü Rumlar’a yamayarak tasfiye etme yolunda önümüzdeki dönemde hangi adımları atacağı çok ciddi bir soru işareti olarak karşımızdadır. Kıbrıs Türkleri sahipsiz ve çaresiz değildir. Türkiye’yi ve Kıbrıs Türklüğünü Kıbrıs’tan tasfiye etmeye, AB üyeliği perspektifi yalanıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni, Kıbrıs’ın sözde yasal hükümeti olarak Kıbrıs Rum Yönetimine peşkeş çekmeye hiç kimse muvaffak olamayacaktır. Kıbrıs Türklerini tasfiye etmeye yeltenen Başbakan, çok yakında demokratik yollardan Türk siyasetinden tasfiye edilecektir."

"CAMİDE CEMEVİNDE ÇARŞIDA PAZARDA VATAN EVLATLARIYLA BULUŞACAĞIZ"

Bahçeli grup konuşmasında, Türk milletinin geleceğini tayin edecek ve şekillendirecek olan genel seçimlerin Haziran ayında yapılacağını hatırlatarak genel seçim tarihinin bir an önce belirlenmesi ve katılımın yüksek olması için gerekli şartların oluşturulmasını istedi. 23’ncü dönem 5’nci yasama yılının son grup toplantısını yaptıklarını da kaydeden Bahçeli, bu süreçte seçim çalışmalarına daha çok ağırlık vereceklerini ancak Meclis çalışmalarına da katkı sağlayacaklarını belirtti. Milletvekillerine Meclis çalışmaları için teşekkür eden Bahçeli, "Gece demeyeceğiz, gündüz demeyeceğiz milletimize koşacağız, hanelerinde onlarla hasret gidereceğiz, büyük Türkiye ülkümüzü anlatacağız. Bağda olacağız, bahçede bulunacağız, tarlalarda gelincikler gibi açacağız. Camide, cemevinde, çarşıda, pazarda, dükkânlarda aziz vatan evlatlarıyla buluşacağız. Elleri nasırlı analar, yazması yüzüne düşmüş bacılar, çocuğuna aş bekleyen gelinler, güneşten bağrı yanmış babalar, terini tezgâhına akıtan işçiler bizi bekliyor. Bundan sonra seçim bölgelerinizde partimizin politikalarını ve tek başına iktidar hedefini yorulmadan, yılgınlığa teslim olmadan ve tam bir inanmışlıkla daha çok anlatacağınızdan kuşku duymuyorum" diye konuştu. (ANKA) 15.2.2011