Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), Türk Milletini temsil eden Anayasal bir kurumdur. İstiklal Savaşı’nın yapılıp kazanılması, Cumhuriyet’in kurulması bu kurumun kararlarıyla gerçekleşmiştir. Türk Milletinin tamamına yönelik bağlayıcı kararlar bu kurumun eseridir. Örneğin Anayasa gibi toplumun tamamını ilgilendiren, hak ve hukukunu savunan, milletin tamamını kucaklayan ve Türk Milletinin her kesiminin üzerinde mutabık kaldığı ana metinlerdir; TBMM de temsil edilen tüm partilerin asgari müştereklerde birleşerek kabul ettikleri “yasaların anası” olan metinlerdir.
Referandumda önümüze konulan bir “paket” vardır; değiştirilmek istenen, 1982 Anayasasının bazı maddeleri hakkındaki pakettir.
Değiştirilmek istenen 1982 Anayasası da Türk Milletinin %92 “kabul” dediği bir anayasadır. Tahmin ederim ki bugünkü siyasi iktidar mensuplarının da, bugün karşısında oldukları ve ”cunta anayasası” dedikleri 1982 Anayasasına “kabul” demişlerdir; bendeniz de “kabul” demiştim o zaman...
Kaldı ki bu anayasanın daha önceleri 96 maddesi; sonraları 17 maddesi değişmiştir. Bunların büyük bir kısmı mevcut iktidar yapmıştır.
Bu kez de 26 maddesi değiştirilmek isteniyor.
Burada anlaşılamayan husus, bu kadar maddesi değiştirilmiş olan bir anayasa hâlâ neden “cunta anayasası” oluyor? Biraz samimiyet, lütfen...
Kaldı ki, 1980 Askeri müdahalenin ertesi gün Orgeneral Evren Paşa’ya saygı arz edenler, onu “kurtarıcı” olarak görenler, bugün ise; makamlarında ağırladıkları “cuntacılara” ve %92 kabul oyu alan bu anayasaya “düşman” kesilmişlerdir.
Tayyip Erdoğan, MHP’yi CHP’nin vagonu olmakla suçluyor. Böylece, hayır cephesinde bir bölünme meydana getirmeye çalışıyor.
Benim gördüğüm ise CHP ve MHP, ülkenin içine düşürüldüğü tuzakları görerek, referandum gibi konularda benzer politikalar takip ediyor.
MHP’nin referandum sürecinde ortaya koyduğu söylem, Türk Milliyetçiliği olarak ifade ettikleri ideolojinin de gereğidir. Yani, MHP bu süreçte tamamen kendi çizgisine uygun hareket ediyor.
Elbette bütün partiler gibi MHP’nin de eleştirilebilecek çok yönü vardır. Mesela, referandum kampanyasında gündemi belirleyemiyorlar. Ancak ortaya koydukları bakış açısına da kimse cevap veremiyor. Mesela Bahçeli, “Cumhuriyetin ilkelerini ve üniter yapısını tartışmaya açmak, etnik kökene dayanıp millet bütünlüğünü yıkmaya çalışmak, devlete kastetmekle eşdeğerdir, ihanettir” diyor, Tayyip Erdoğan susuyor!
Tren yolcularını sıcak ve basık toplu ulaşım sisteminden kurtarıp krallar gibi seyahat ettirecek lüks trenlerin tasarım aşaması İngiltere'de tamamlandı. İngiltere'de tasarımı tamamlanan süper-tren tanıtıldı. "Rayların Concorde’u" olarak anılan trenin saatte 360 kilometre hızla gideceği ve tüm İngiltere’de 2025 yılında yaygın olarak kullanılmaya başlanmış olacağı belirtildi.
Tren herhangi bir şehir hatları treninden çok, lüks bir villayı andırıyor. Trenin vagonlarında, rahat koltuklar ve yastıklar, bilgisayar ekranlı cam bölmeler, katlanabilir bisikletler için ayrılmış yerler, birçok seçenek sunan barlar ve yolcuların seyir zevki için düzenlenmiş ikinci bir kat bulunuyor.
Trenin tasarımcısı Paul Priestman konu ile ilgili olarak , “Eğer İngiltere Fransa, Japonya ve Çin’deki trenlerin hızını yakalamak istiyorsa, Rayların Concorde’una daha çok ilgi göstermeli” dedi. Priestman, daha önce Çin’deki hızlı trenleri de tasarlamıştı.
İngiliz Ulaşım Sekreteri Philip Hammond da Liverpool’daki ulusal raylı ulaşım konferansında yeni yüksek hızlı tren sisteminin devreye gireceğini doğruladı.
Hammond açıklamasında yeni trenin tıpkı Concorde gibi bir İngiliz tasarım ikonu olacağını, hükümetin bu konuya büyük önem verdiğini ve bu projenin bir rüyayı gerçeğe dönüştürdüğünü söyledi.
Trende “first class” hizmeti verilen bölümler olacağı gibi, aileler için ayrı kompartımanlar hatta çocuklar için oyun alanı bile bulunacak. "Bu ikonik tren insanları, arabalarını evde bırakıp toplu taşımaya yönelmeye ikna etmek için kullanabileceğimiz en önemli silahlardan biri olacak" diyen Priestman, tren yolculuğu içinse “uçmak kadar heyecan verici ve son model bir arabada seyahat etmek kadar seksi olmalı” yorumu yaptı.
Tren Londra-Birmingham arasındaki 1 saat 24 dakikalık yolculuk süresini 49 dakikaya indirecek.
Proje 2017’de hayata geçecek ve 2025’ten itibaren 1100 koltuklu 14 yeni tren seferlerine başlayacak. 13.08.2010
EN ZOR MATEMATİK PROBLEMİ ÇÖZÜLDÜ
Bir bilgisayar mühendisi, P≠NP eşitsizliğini kanıtlayarak dünyanın en karmaşık ve zor matematik problemlerinden birini çözdüğünü öne sürdü.
California Palo Alto'da Hewlett-Packard'ın araştırma biriminde çalışan Vinay Deolikar adlı mühendis, söz konusu insanoğlunun bilgisayarları kullanımını değiştirecek ve aynı zamanda kendisine 1 milyon dolar kazandıracak problemi çözmeyi başardığını söylüyor.
Söz konusu proplem, Massachusetts Clay Matematik Enstitüsü tarafından çözülmesi en zor yedi milenyum probleminden biri olarak niteleniyor.
Böylesine çok sayıda çözüm ihtimalini içeren matematik hesaplaması halihazırda bilgisayarların kapasitesinin ötesinde.
Deolalikar, çözümlerinin bulunması ve doğrulanması kolay olan sorunları ifade eden P'nin, çözümleri neredeyse imkansız olan, fakat doğrulanmaları kolay olan NP ile aynı olmadığını ispatladığını savunuyor.
Deomamikar'ın internette yayınladığı çözüm, halihazırda bilgisayar mühendisleri tarafından inceleniyor.
Çözüme şüpheyle yaklaşan uzmanlar da var. Hatta Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nden bilgisayar profesörü Scott Aaronson, internetteki blogunda çözümün Clay tarafından kabulü halinde Deolalikar'a kendi cebinden 200 bin dolar daha ödeyeceğini yazdı.