TÜRKMENELİ İÇİN TEK YUMRUK OLDUK Print
Monday, 03 April 2017 08:23

02 Nisan 2017 Pazar günü, Irak Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği, Ankara Şubesinin Ankara Güvenpark’ta Kerkük’teki son gelişmelerle ilgili yaptıkları mitinge, çok sayıda dernek, vakıf sivil toplum destek verdi ve yüzlerce vatandaş katıldı. “Ay Yıldıza Sahip Çık, Türk Yurdu Kerkük’te Yaşanan İşgale Göz Yumma” eylemine destek verdik. Türkiye’ye ve Türk Milletine yönelik ihanet ve düşmanlığa karşı, bütün Türk milliyetçileri tek ses, tek yürek olarak hareket etti.

“Kerkük Türk’tür Türk kalacak” sloganlarının atıldığı eyleme yüzlerce vatandaşımız da destek verirken, Türk yurdu olan Kerkük’teki işgale ve zulme hep bir ağızdan “Dur” denildi.

 

ABBAS TÜRKMEN: BÖLGEDEKİ GİDİŞE ARTIK DUR DENİLMELİ

Kerkük’te yaşananlara ilişkin basın açıklaması yapan Irak Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Ankara Şube Başkanı Abbas Türkmen, “Atılan bu adımlar yıllarca birlikte yaşamakta çeşitli ırklara mensup insanlar arasında ayrım ve nefret uyandırmaktan öteye gitmemekte ve bölgenin demografisini değiştirme çabalarının bariz bir örneği olmakla kalmayıp düpedüz bir kışkırtma ve provokasyondur” dedi.

1. Körfez savaşıyla birlikte bölgede kargaşanın hakim olduğunun altını çizen Türkmen, “Güneyde Şiiler ayaklanırken Kuzeyde de Peşmerge grupları Kerkük'e yerleşmeye giriştiler. 18 Mart 1991 günü Kerkük'e giren Peşmergeler tapu ve nüfus dairelerini talan ederek pek çok vesikayı yaktılar yok ettiler ve önlerine çıkan bir fırsatı değerlendirerek bugünkü fiilî durumun temelini işte o günlerde atmışlardı” dedi.

Abbas Türkmen açıklamasında; “Bugün Kürdistan Yurtseverler Birliği ( KYB ) Partisine mensup birden çok tarafın maşası olan Vali Necmeddin KERİM bir karar alarak sanki Kerkük Kürdistan Bölgesel Hükümetine bağlı bir ilmiş gibi Resmi Kurum ve Kuruluşların gönderinde Irak Bayrağının yanında Kürdistan bayrağının da asılmasını emretmiştir. Sayın Vali bununla da yetinmeyip Kürtçenin bir resmi dil olarak yazışmalarda da kullanılmasını buyurmuştur.

Atılan bu adımlar yıllarca birlikte yaşamakta çeşitli ırklara mensup insanlar arasında ayrım ve nefret uyandırmaktan öteye gitmemekte ve bölgenin demografisini değiştirme çabalarının bariz bir örneği olmakla kalmayıp düpedüz bir kışkırtma ve provokasyondur.

Buradan Kürdistan Bölgesel Hükümeti Başkanı Sayın Mesut Barzani’ye sesleniyoruz, bu çirkin çabalara dur demesi gerektiği düşüncesindeyiz, Her fırsatta kendisini Türk dostu olarak ifade etmekte samimi ise lütfen bu kural tanımaz Valinin haddini bildirmesi gerekir. Aynı şekilde her zaman Irak Türklerinin yanında yer alan Değerli Hükümetimizden de bu olaya el atmasını ve Barzani Hükümeti nezdinde gerekli olan girişimlerde bulunması gerektiği kanaatindeyiz.

Irak anayasasında; halkının tamamı Türk olan ancak çeşitli vesileler ile bu yapısını değiştirmeye çalışan geçmişte Baas Partisi Saddam Rejimi ve daha sonradan bölgeyi zorla ele geçirmeye çalışan Kürt gruplarının bütün bu çabalarına rağmen bu bölgenin statüsü henüz belirlenmiş değildir. Bundan dolayı da asil sahipleri dışında hiçbir taraf veya kimsenin bu bölgeye hâkimiyet kurmasına izin verilmemesi gerekmektedir.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti Telafer, Musul, Erbil ve Kerkük’ün kendisi için ne kadar önem taşıdığının bilinci içerisindedir, zaman zaman gerek diploması gerekse askeri alanda atılan adımlar bunun bir göstergesidir. Biz Üç Milyondan fazla bir nüfusa sahip Irak Türkleri olarak Yüce Devletimizden ve başımızda bulunan Kıymetli Hükümetimizden bu gidişe dur demenin zamanı geldiğini buradan haykırmak istiyoruz. Daha önceden bizlere uzatılan merhamet ve soydaşlık elinin bir kez daha uzatılmasını istirham eder, Türkmeneli siyasi partileri ve milletvekillerinin bu hususta almış oldukları kararları Irak Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Ankara Şubesi olarak desteklediğimizi de buradan ilan etmek isteriz” dedi.

Irak ve Suriye’de ABD önderliği ve planlamasıyla başlatılan parçalanma süreci yeni bir aşamaya gelmiş görünmektedir. 1991’den beri Irak’ın kuzeyinde koruma altına alınıp büyütülen yönetim, artık bağımsızlık ilanından dem vuruyor. O günden bu yana Türk devletini yönetenlerin de ihmal ve hatta desteğiyle bugünlere gelindi. Tarihî Türk şehri Erbil başkent yapıldı, şimdi de Kerkük’e bezlerini astılar. Barzani’nin Türkiye ziyaretinde şanlı bayrağımızla birlikte göndere çekilen bez parçasına karşı gösterilen müsamahanın azdırdığı Kuzey Irak yönetimi Türk şehri Kerkük’te Türkçeyi evlere hapsetme yoluna girdi.

Diğer tarafta, PKK uzantılarının, Suriye’nin kuzeyinde tamamlamaya çalıştıkları terör koridoruna Fırat Kalkanı ile cevap verdik ama Menbiç’teki ilerlemelerine set çekilemedi. Sözde en büyük müttefikimiz de, ona karşı yaklaşmaya çalıştığımız kuzey komşumuz(!) da PKK uzantısına desteklerini açıkça gösterdiler. Boş laf yerine Süleyman Şah türbesinin bulunduğu ve resmen Türk toprağı olan bölgeyi emniyet altına almak için bir harekât yapmak aklımıza gelmedi. Hatay’a komşu Afrin’deki yapıyı oradan söküp atmadık. Sonunda orası da Ruslar tarafından korumaya alındı.

Suriye ve Irak’ta bin yıllık Türk varlığı tehdit altındadır. Türkmeneli coğrafyasının silinmesi karşısında tarihî sorumluluğunu yerine getiremeyecek olanlar Türk milletinin ve tarihin huzurunda vebal altındadırlar. Beka meselesinin vurgulayarak sistem değişikliği cihetine giden yöneticilerimiz ve siyasilerimiz bekamıza asıl tehdidin geldiği bu coğrafyadaki gelişmelere odaklanmak zorundadırlar. Bu büyük tehdit karşısında yekvücut olmamız gereken bir zamanda talihsiz ve yanlış bir adımla toplum yine ikiye bölündü. Kerkük’te yaratılmak istenen oldu-bittiye karşı cılız birkaç ses dışında ciddi bir tepki yok. Kerkük hangi hesaplara kurban ediliyor, bilmek istiyoruz. Türkmeneli lideri Erşat Salihi’nin çığlıkları doğru dürüst karşılık bulamıyor.

Ülkütek olarak yetkili ve sorumluları göreve davet ediyoruz: Türk Devleti Kuzey Irak yönetimine ve Irak hükümetine bölgeyle ilgili kesin ve net tavrını açıkça bildirmelidir. Kerkük’te Kuzey Irak yönetiminin bezinin resmi dairelere asılması kararı bardağı taşırmıştır. Dışişleri Bakanlığı bu oldu-bitti karşısında itidal çağrısı veya endişe belirtme dışında daha kararlı ve sert bir uyarıda bulunmalıdır. Türkmen varlığının silinmesi istikametindeki adımlara dur demelidir. Suriye’nin kuzeyindeki terör örgütü varlığını destekleyen devletlere karşı da net ve açık bir duruş ortaya konulmalıdır. Bu yapıldığı takdirde Türk milleti bir bütün olarak bu gailenin üstesinden gelinmesi için üzerine düşeni yapacaktır. Beka meselesinin özü buradadır. Türkiye’nin güvenliği ve bütünlüğü Kerkük’ten, Telafer’den, Tuzhurmatu’dan, Suriye’nin kuzeyinden, Bayır Bucak’tan geçer. Türkmeneli’ndeki Türk varlığının korunması hem insanî hem de millî bir vazifedir.

Ülkütek olarak her zaman Türkmen kardeşlerimizin yanındayız. Ne Mutlu Türküm Diyene.

 

Last Updated ( Monday, 03 April 2017 08:32 )