IŞİD’in ve peşmergelerin saldırısı altında bulunan Türkmenler bir şehit daha verdi. Kerkük’ün Askeri semtinde, kimliği belirlenemeyen silahlı kişilerce Irak Türkmen Cephesi Yönetim Kurulu (ITC) Üyesi ve İlçe Meclis Başkanı Münir Kafili’nin aracına silahlı saldırı düzenlendi. Susturuculu silahlarla başından vurulan Kafili, olay yerinde hayatını kaybetti. Saldırıda Kafili’nin şoförü ise ağır yaralandı.

Ülkütek olarak yapılan saldırıyı kınıyoruz .Münir Kafiliye Allahtan rahmet, Türk Dünyasına ,Irak Türklerine ve yakınlarına başsağlığı diliyoruz. Türk Milletini ve Tüm Türk Dünyasını bu olaylara duyarlı olmaya çağırıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devletini  ve resmi sivil tüm kuruluşları tüm organlarıyla Türkmenlere karşı yürütülen bu katliamları önlemeye ve Irak Türklerine her türlü yardımı yapmaya çağırıyoruz. Özellikle Diyanet İşleri Başkanlığı ve Kızılay insani yardımlara acil olarak  öncülük etmelidir.

Münir Kafili’nin Kerkük’ün merkezinde şoförünün kullandığı araçla evine gittiği sırada arkadan yaklaşan bir araçtan açılan ateş sonucu vurulduğu ve vücudunun çeşitli yerlerine isabet eden kurşunlar sonucu olay yerinde hayatını kaybettiği öğrenildi. Kafili’nin bulunduğu araca arkadan selektör atarak yaklaşan bir araçta bulunan saldırganların Kafili’nin aracının yavaşlaması nedeniyle aracın yanına geldiği ve saldırıyı gerçekleştirdiği öğrenildi. 

Tekbirlerle defnedildi

Şehit Münir Kafili'nin, ITC bayrağına sarılı cenazesi, omuzlarda taşınarak Kerkük Şehitler Mezarlığı'na getirildi. Burada düzenlenen törene siyasi taraf temsilcileri, Türkmen, Kürt ve Arap parti başkanlarıyla yüzlerce Türkmen katıldı. Kılınan cenaze namazı ve okunan duaların ardından Kafili'nin cenazesi tekbirler eşliğinde toprağa defnedildi.

Sorumlular belli

Saldırganlar suikast sonrası olay yerinden hızla uzaklaşırken, saldırıyı kimin veya hangi grupların gerçekleştirdiğine dair herhangi bir açıklama yapılmadı. Ancak Türkmen Cephesi yetkilileri, geçen yıl da Tuzhurmatu da Türkmen Meclis üyesinin suikast sonucu öldürüldüğünü belirterek, suikasttan IŞİD ve peşmergeleri sorumlu tuttu. Yapılan açıklamada, IŞİD’in saldırılarının ardından, bölgede peşmerge hakimiyetinin kurulmak istendiği bu nedenle de buna engel olarak görülen Türkmenlerin hedef alındığı belirtildi. Münir Kafili’nin de bu yüzden şehit edildiği kaydedildi.

Yine saldırmışlardı

Terör örgütü Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD), 10 Haziran’da Musul’u ele geçirmesinin ardından ordu güçleri Kerkük’ten çekilmişti. Peşmerge güçleri, 12 Haziran’da kente giderek kontrolü sağlamıştı. Geçen yıl da Tuzhurmatu’da Türkmenler’e yönelik intihar saldısı düzenlenmişti. Saldırıda Kafili de yaralananlar arasında yer almıştı.  Münir Kafili, Türkiye’ye getirilerek tedavi altına alınmıştı. Kafili’nin bugün Kerkük’te düzenlenecek cenaze töreninin ardından toprağa verileceği öğrenildi.

Münir Kafili kimdir?

Münir Kafili 1953 yılında Kerkük’te doğdu. İlkokul ve ortaokulu Kerkük’te, liseyi Bağdat’ta okudu. İdari İşler Enstitüsü’nden mezun oldu. Irak’ta iş yapan bir Fransız şirketinde işçibaşı olarak çalışırken şirketin Türkiye’den gelen işçileriyle diyalog kurması sebebiyle, Irak İstihbaratı tarafından Türk devletine bilgi sızdırmakla suçlandı. Ebu Garib Cezaevi’nde 20 yıl hapis cezası çekti. Saddam’ın yıkılmasıyla hürriyetine kavuştu. Cezaevinden çıkan Kafili, Türkmenlerin varolma mücadelesini sürdürdü.

Saldırılar bizi yıldıramaz”

Türkmeneli Partisi Eski Genel Başkan Yardımcısı,Türkmen Sağlık Derneği Genel Başkanı  Dr. Aydın Beyatlı, Münir Kafli’nin şehadetiyle ilgili olarak yaptığı konuşmada; “Bu saldırılar bizi yıldırmayacak. Biz davamızı kanımızın  son damlası akıncaya kadar savunacağız” dedi. Dr. Aydın Beyatlı, konuşmasında şunları söyledi: “Türkiye’den gelen yardımları dağıtma konusunda ve Kerkük’teki güvensizlik ortamı ile ilgili son derece endişemiz var. Bir haftadır burada sıkıntılı dönemler yaşanılıyor. Buradaki elimizden geldiği kadar neler yapılabilir ne gibi konuları  toplantıda değerlendirdikten sonra Münir Kafili bey ayrıldı ve Kerkük’teki diğer arkadaşlarımızın yanına giderken şehit edildi. Tabii ki bu saldırılar bizi yıldırmayacak. Biz davamızı kanımızın  son damlası akıncaya kadar savunacağız. Bizi tek tek öldürmekle bu dava bitmez. Bu dava bizimdir. Bu toprak bizimdir, mücadelemizi sürdüreceğiz. Özellikle Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin de arkamızda nefesini hissetmeye çalışıyoruz, onu görmek istiyoruz. Biz diyoruz ki Türkiye artık yumruğunu masaya vurmalı, ağırlığını net bir şekilde ortaya koymalı. Bu şekilde de yavaş yavaş tek tek öldürmeye devam ediyor bunlar. Daha önce de malumunuz Irak Türkmen Cephesi’nin ikinci adamı olan  Ali Haşim Muhtaroğlu kardeşimizi şehit ettiler. Daha sonra başkanımıza da suikast yaptılar. Bugün de Münir’i öldürdüler. Biz Kerkük’teyiz, bizim 7’den 77’ye kadar kimseden çekindiğimiz yok. Allahın izniyle mücadelemize devam ediyoruz. ” Münir Kafli’yi şehit edenlerin kimlikleri konusunda ise Beyatlı; “Burada bir sürü terörist var. Burada şu an herkesin elinde silah var. Herkes son derece gergin. Herkes birbirinden çekiniyor ve herkesin parmağı tetikte. Şu anda Kerkük’te adeta her taraftan her kesim cirit atmakta. Bu kesim öldürdü demek mümkün değil. Ama burada kardeşliği bozmak isteyen insanlar var” diye konuştu.

Filistin’e ağlayanlar Kerkük’ü görsün!

Bundan yaklaşık 1.5 yıl önce YENİÇAĞ’dan Timuçin Mert ve Salim Yavaşoğlu ile söyleşi yapan Türkmen liderlerden Munir Kafili de şehit edildi. Daha önce de aynı söyleşide konuşan Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkan Yardımcısı Ali Haşimi Muhtaroğlu da şehit edilmişti. Rahmetli Muhtaroğlu ile Kafili’nin neler söylediklerini yeniden hatırlayalım:   Kerkük’te (o tarihte) bombalı saldırıda yaralanan Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkan Yardımcısı Ali Haşimi Muhtaroğlu ve Kerkük İlçe Meclisi Başkanı Munir Kafili, tedavilerinin yapıldığı İstanbul’daki bir hastanede YENİÇAĞ’a önemli açıklamalarda bulundular. Muhtaroğlu, Irak’ta bir süredir Türkmenlere sistematik katliam uygulandığını belirterek, “Amaç, Türkmenleri kendi topraklarından göç ettirmek. Bütün bu olaylar Irak merkezi hükümetinin gözü önünde oluyor. Ama Türkmenleri korumaya yönelik olarak hiç bir önlem alınmıyor” dedi. Saldırıların arkasında büyük güçler olduğunu vurgulmayan Muhtaroğlu, şöyle konuştu:

Bedel ödüyoruz

Irak’ta çeşitli siyasi beklentiler içinde olan devletler var. Türkmenlere uygulanan bu yok etme politikası tüm tarafların işine geliyor. İster Irak’ın içinden ister dışından olsun o coğrafyada herkes kendi iradesini koymak istiyor. Çünkü, topraklarımız petrol ve doğal gaz gibi enerji kaynakları açısından oldukça zengin. Bugüne kadar Irak’ın parçalanmasına en fazla Türkmenler karşı çıktı. Bu derin güçler şimdi de Irak’ın toprak bütünlüğü, birlik ve beraberliğimizden yana olduğumuz için bizi hedef alıyorlar. Bütün bu sorunlar ve hesaplaşmalar bizim bölgemizde cereyan ediyor. Bu hesaplaşmanın bedelini de Türkmen halkı ödüyor. Türkmenlere uygulanan katliama bugüne kadar Türk halkının tepkisi yetersiz kaldı. Televizyonlardan izliyoruz, Gazze için Filistin için ağlıyorlar, açıkça göz yaşı döküyorlar. Onlar da insan tabii ki duyarlı olacaklar. Ama Türkmenler için tepkileri yetersiz kalıyor. Biraz da bizi düşünsünler.” 

Türk Dünyası’nın parçasıyız

Kerkük İlçe Meclisi Başkanı Munir Kafili de, Irak’ta Türkmenlerin hedef alındığını kaydederek, şunları söyledi: “Türkmen’i hedef alan Şii mi, Sunni mi, Arap mı, Kürt mü, El Kaide mi yoksa başka bir örgüt mü. Saldırılarda bunların tümünün eli var. Ama esasta bu saldırıların arkasında devlet desteği vardır. Türkiye, Suriye olaylarına karşı hassas davranıyor. Ama Türkiye’ye samimi bir şekilde bağlı olan, kendilerini her zaman için Türk Dünyası’nın bir parçası olarak hisseden Türkmenler imha edilmek isteniyor. Türkiye, Irak merkezi hükümetini baypas ederek Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi ile başta petrol olmak üzere çeşitli anlaşmalar imzalıyor. Bu politikalarının doğru olup olmadığına Türk hükümeti karar versin. Türkmen bayrağına sahip çıkmak sadece MHP ve ülkücülerin değil bütün Türk kamuoyunun görevi olmalıdır.”

Yukarıda söyleşilerini verdiğimiz, Ali Haşimi Muhtaroğlu ve Munir Kafili’ye rahmet dilerken, birbuçuk yıldır değişen hiçber şey olmadığını da hatırlatmak isteriz". YENİÇAĞ