Türk-İslam âleminin Nevruz Bayramı’nı ÜLKÜTEK olarak kutluyor ve Cenab-ı Allah’ın Türk ve İslam Dünyasına, Milletimize ve tüm ülkücü kardeşlerimize birliği, huzuru, mutluluğu, refahı ve kardeşçe yaşamayı nasip etmesini tüm içtenliğimizle diliyoruz. Baharın gelişini, doğanın uyanışını müjdeleyen, umut dolu başlangıçların, bolluk ve bereketin simgesi Nevruz Bayramı, sadece ülkemizde değil, Türk coğrafyasının tümünde, tüm komşu ülkelerde, akraba devlet ve topluluklarında da ortak ruhla ve coşkuyla kutlanmaktadır. Nevruz Bayramı, binlerce yıldır Asya’dan Balkanlara, Ortadoğu’dan Anadolu’ya kadar geniş bir coğrafya da yaşayanların ortak kültür zenginliğini oluşturmaktadır. Sevgi, hoşgörü, karşılıklı, saygı ve anlayışı benimseyen milletimiz, tarih boyunca birbirine sarsılmaz bağlarla kenetlenmiş, ortak sevinç, umut ve kederleri paylaşmış, geçmişinden aldığı bu güçle geleceğe güvenle bakmıştır. Nevruz; huzur içinde, kardeşçe ve şenliklerle kutlanması gereken, tüm insanlık için sevgi, barış ve kardeşlik gibi değerlerin önemini hatırlatan bir bayramdır. Yeniden canlanmaya başlayan doğanın insanlara sunduğu bolluğu, bereketi, sevgiyi, kardeşliği, paylaşmayı ve dostluğu simgeleyen ve baharın habercisi olan bu yeni gün münasebetiyle kutlanan Nevruz bölünmenin, ayrışmanın provalarını yapan, kanlı eylemlerinin üstünü insan hakları ve özgürlük kamuflajıyla kapatan mihrakların, kinlerini meydanlarda kustukları bir gün olmamalıdır. Nevruz dolayısıyla farklılıkları özendirenlerin, yıkım projesi kapsamında milletimizi parçalamanın ve Cumhuriyet’i tasfiye etmenin arayışında olanlar akıllarını başlarına almalıdırlar. Bunların Türk milletinin birlikte ve kardeşçe yaşama konusundaki irade ve kararı karşısında tükenmekten başka bir şansları olmayacaktır
Gerçekte Nevruz birlik ve beraberliğin gür ateşini körüklemekte, fitne ve nifaka geçit vermemektedir. Aynı ülkülere odaklanmış, aynı hayallere dalmış, aynı acıya dayanmış, birlikte gülmüş, birlikte ağlamış, kıtalar arasında zafer naraları atmış, Adriyatik’ten Çin Seddi’ne kadar derin izler ve hatıralar bırakmış büyük Türk Milleti ve onun bağrından çıkan ülkücülere Nevruz’a çok önemli anlamlar yüklemektedir. Nevruz asırlarca Türk-İslam coğrafyasında barışa, kardeşliğe ve kucaklaşmaya işaret etmiştir. Balkanlardan Orta Asya’ya kadar gönüllerin coşkusu, yüreklerin heyecanı, kalplerin huzuru Türk’ün bahar bayramıyla daha da güçlenmiş ve eşsiz güzelliklerini hepimize sunmuştur ve sunmaya da devam edecektir. YÖRELERDE VE TÜRK DÜNYASINDA NEVRUZ Türkiye ve Türk kültürünün yayıldığı coğrafyalarda Nevruz Bayramı, ilginç adetlerle kutlanıyor. Bu adetlerden bazıları şöyle: -Mersin-Silifke bölgesindeki Toros Türkmenlerinde ''Mart İpliği'' adıyla bilinen Nevruz'da ağaçlara bez bağlanıyor ve Nevruz günü yaylalara çıkılıyor. Yayla evlerinde bulunanlar gelen misafirleri evlerinde ağırlıyor, gelen grup silah atarak gelişini bildirirken, yayladakilerin başkanı da buna bir el ateş ederek cevap veriyor. Daha sonra karşılıklı silahlar atılıyor ve birbirlerine ''Nevruz'unuz kutlu, dölünüz hayırlı ve bereketli olsun'' temennisinde bulunuluyor. O yıl 20 kuzu veya oğlağı olan sürü sahibi bir kurban kesiyor ve orada pişirilerek yeniliyor. -Tahtacı Türkmenlerinde Nevruz, ''Sultan Nevruz'' adıyla anılıyor. Eski Mart ayının 9. günü kutlanarak yaylalara çıkılıyor. Bununla ilgili olarak, halk arasında ''Mart dokuzundan sonra dağlar misafir alır'' deniliyor. -Gaziantep ve çevresinde 22 Mart gününe ''Sultan Nevruz'' adı veriliyor. Halk arasındaki inanca göre, Sultan Nevruz güzel bir kızdır ve 21 Mart'ı 22 Mart'a bağlayan gece batıdan doğuya doğru göç eder, bir başka inanca göre ise kuş kılığında uçan bir derviştir. Nevruz gecesi Sultan Nevruz’un geçtiği saatte uyanık olanların bütün dileklerinin gerçekleşeceğine inanılıyor. -Malatya'nın bazı köylerinde halk Nevruz'u ''Kış Bitti Bayramı'' olarak kutluyor. -Ağrı ve çevresinde o gece gençler bir dilek tutarak kapıları dinleyip içerideki konuşmaları yorumlayarak niyetlerinin tutup tutmayacağını anlamaya çalışıyor. -Giresun ve çevresinde ''Mart Bozumu'' adıyla kutlanan Nevruz'da çevredeki akarsulardan su getirilip hayvanların üzerine serpiliyor. -Edirne'de eski hasırlar yakılıp ''mart içeri, pire dışarı'' diyerek üzerinden atlanıyor. -Özbekistan'da Nevruz sabahı yeni elbiselerini giyen halk, hazırladıkları halim, sümelek, samsa, çorba, pilav gibi yiyecekleri alıp kırlara çıkıyor. Sofralara ''s'' ile başlayan yedi yiyecek konuluyor. -Türkmenistan'da hazırlıklarına bir hafta önceden başlanan Nevruz'da yeni yılı yeni elbiselerle karşılama âdeti bulunuyor. Nevruz gününde ne kadar çok yiyecek hazırlanırsa yeni yılın da o kadar bereketli geçeceğine inanılıyor. -Kazakistan'da her evin sofrasında ak olan yiyecekler, yeşillikler ve kırmızı et yemekleri bulunduruluyor. Nevruz'a özgü yemek ''Nevruz koje'' hazırlanıyor. -Kırgızistan'da bahara giriş bayramı olarak kutlanan Nevruz'da açık renk elbiseler giyiliyor. -Azerbaycan'da niyet tutanlar akşamları ''kulak pustu''ya çıkıyor. Niyet tutup kapıyı dinliyor, eğer bu evden kötü söz gelirse niyetlerinin kabul olmayacağına, iyi söz gelirse kabul olacağına inanılıyor. Türk topluluklarında yüzlerce yıldır kutlanan Nevruz, Osmanlı İmparatorluğu döneminde de farklı gelenekler oluşturdu. Osmanlı Sarayı'nda yaptırılan ve ''Nevruziyye'' denilen macunlar, yılbaşlarında ileri gelenlere ve halka sunuluyordu. Daha sonraları, üzerlerine altın tozu dökülmüş kırmızı renkli nevruz şekerleri de hazırlanarak halka dağıtılırdı. |