3 MAYIS MİLLİYETÇİLER GÜNÜ Print
Monday, 05 May 2014 06:36

Türk Milliyetçiliği tarihinin önemli dönüm noktalarından biri olan 3 Mayıs 1944 hadisesinin üzerinden tam 70 yıl geçmiş bulunmaktadır.Ama 3 Mayıs 1944’ü doğuran şartlar ve gelişmeler bugünde önemini ve sıcaklığını korumaktadır. O vakte kadar fikri sahada müdafaa edinilen Türk milliyetçiliği 3 Mayıs miladıyla aksiyoner safhaya taşınmıştır. Türk Milliyetçiliğinin siyasi ve sosyal bir harekete dönüşümünün temellerini atmıştır.

3 Mayıs Milliyetçiler Günü yurdun değişik yerlerinde ve Azerbaycan’da yapılan toplantılarla kutlandı. Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı tarafından düzenlenen 3 Mayıs Milliyetçiler Günü kutlamaları ve 2. Türk Gençlik Kurultayı Ankara Arena Spor Salonu'nda yapıldı. MHP Lideri Devlet Bahçeli, yaptığı konuşmada bir kez daha önemli mesajlar verdi.

 

 

Sözlerine ''Bu anlamlı ve tarihi buluşmada sizlerle birlikte olmaktan gurur duyuyorum. 3 Mayıs Milliyetçiler Günü'nde, yurdumun dört bir köşesinden buraya gelen her bir arkadaşımı, her bir evladımı sevgi ve saygılarımla selamlıyorum'' diyerek başlayan Bahçeli, ''Fikriyatımızın iftihar isimlerinden Merhum Hüseyin Nihal Atsız'ın dediği gibi;

Selam sana ey yılları heba olan genç.

İstikbalim gitti diye yaslanma sakın.

İstikbalin değil ruhun Allah'a yakın.

O yalancı istikbale bir perde indir.

Gerçek yarın, unutma ki bir gün senindir.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “iki yüz yıldır, bu topraklarda bölünme ve irtica vasıtasıyla toplum terbiye edilmek istenmiştir” iddiasına “Sayın Erdoğan, emin ol, bilmiş ol; böyle bir terbiye hali vasat bulsaydı senin adından ancak ve ancak mahalle aralarında birlikte top koşturduğun, bilye oynadığın arkadaşların bahsederdi” sözleriyle tepki gösterdi. Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı tarafından düzenlenen 3 Mayıs Milliyetçiler Günü 2. Türk Gençlik Kurultayı’nda konuşan Bahçeli, Türkiye’yi bölmek isteyenlerin alçakça tezgah kurduklarını belirterek şunları söyledi:

 “Bizi bölmek istiyorlar. Küsüp ayrılmazı için haince tuzak kuruyorlar. Bir avuç terörist yollara zaman ayarlı bomba döşüyor, bir avuç eşkıya askerlerimizi kaçırıp pazarlıklarla psikolojik üstünlük arayışına giriyor. Milliyetçiliği suçluyorlar. Türklüğe suikast düzenliyorlar. Milli güvenliğimize fitne saçıyorlar. Ermeni diasporasına, yüz binlerce Müslüman-Türk’ü vahşice katleden şerefsizlere taziyede bulunuyorlar, zımnen özürler diliyorlar. Bin bir badireyle, onca ızdırapla yurt yaptığımız bu toprakları elimizden almak, bu cennet vatanı yeryüzü cehennemi yapmak için namertler görev başındadır. Türkiye’yi yönetenlerin vizyonsuzluğu ve gayri milli zihniyeti sebebiyle yabancı başkentlerin peydahladığı, doğrudan Türk vatanını ve mücavir alanlarını hedef alan yeni devletler dayatılmaktadır. Eğer bu gelişmeleri milli bir yelpazeden okuyamazsak, gerekli tedbirleri alamazsak ve son vatanımızın siyasi fikriyatıyla eklemleyemezsek, mukadderat dağılma olacaktır. İkaz ediyorum: Coğrafyamız tartışılırsa, milletimiz, milletimiz tartışılırsa devletimiz, devletimiz tartışılırsa, bayrağımız, bayrağımız tartışılırsa, varlığımız ve bağımsızlığımız ateşe atılacaktır. Bunlar ne fantezi ne de paranoyadır.”

Konuşmasında Başbakan Erdoğan’ın “Türk müsün? Korkmayacaksın. Kürt müsün, Arap, Çerkez, Laz, Gürcü, Roman mısın, Boşnak mısın? Korkmayacaksın. Sünni misin, Alevi misin? Artık korkmayacaksın” sözlerini de eleştiren Bahçeli, “Sanki cesaret abidesi kesilen, sanki cesaret anıtına dönen Başbakan acaba mahkemenin önüne çıkmaktan, rüşvet ve yolsuzluktan dolayı hesap vermekten niçin korkuyor, niçin ödü kopuyor? 17-25 denilince saklanacak kovuk, kaçacak yer arayan bu Başbakan bize ne anlatmaya çalışıyor, hangi fitneyi kabullendirmeye çabalıyor? Erdoğan, yüreği yetiyorsa, cesareti varsa önce oğluyla birlikte hakim huzuruna çıksın da o zaman görelim boyunun uzunluğunu. Buradan soruyorum; Rüşvet ve Yolsuzluk Soruşturmasını yürüten savcılara soruşturma açmak, yürüyen davalar hakkında takipsizlik kararı verdirmek, polislere zulüm yapmak korkaklık değildir de nedir?”

Başbakan Erdoğan’ın korku edebiyatıyla, tarihle yüzleşme sözleriyle geçmişi çarpıtma peşinde olduğunu iddia eden MHP lideri Devlet Bahçeli, “Başbakan yüz yıl önceki olayları korkularımızdan arınarak ele almamız gerektiğini söylemektedir. Sözde soykırım tezlerine destek vermenin, taziye mektubu yazmanın yeni adı korkularımızdan kurtulmak olarak formüle edilmiştir” dedi. Bahçeli şöyle devam etti: “Başbakan’a göre, son iki yüz yıldır, bu topraklarda bölünme ve irtica vasıtasıyla toplum terbiye edilmek istenmiştir. Sayın Erdoğan emin ol, bilmiş ol; böyle bir terbiye hali vasat bulsaydı senin adından ancak ve ancak mahalle aralarında birlikte top koşturduğun, bilye oynadığın arkadaşların bahsederdi.”

ÜLKÜCÜ GENÇLER ANITKABİR’İ ZİYARET ETTİ

Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Başkanı Olcay Kılavuz ve beraberindekiler, Anıtkabir ile Başbuğ Alparslan Türkeş’in mezarını ziyaret etti. Alparslan Türkeş’in Beştepe’deki anıt mezarına gelen Kılavuz ve beraberindekiler, dua ettikten sonra kabre çiçekler bıraktı. Daha sonra Anıtkabir’e geçen Kılavuz ile Türkiye’nin çeşitli illerinden gelen gençler, avluyu doldurdu. Kılavuz’un, mozoleye çelenk koymasının ardından saygı duruşunda bulunuldu. Anıtkabir’in avlusunda toplanan gençler, İstiklal Marşı okudu ve bir süre tekbir getirdi. Daha sonra Anıtkabir Özel Defteri’ni imzalayan Kılavuz, deftere özetle şunları yazdı: “Ülkücü Türk gençleri olarak Alparslan’ın adanmışlığı, Fatih’in inanmışlığı ve Kuvayı Milliye iradesi ile 3 Mayıs Milliyetçiler Günü’nde bir kez daha Atamızın manevi huzurunda bulunmaktayız. Büyük Türk Milliyetçisi yüce Atatürk gibi biz ülkücülerin de Türk birliğinin bir gün hakikat olacağına inancı tamdır.” Grup, Anıtkabir’i ziyaretin ardından, “2. Türk Gençlik Kurultayı”nın yapılacağı Arena Spor Salonu’na Anıt Caddesi, Kazım Karabekir Caddesi ve Hipodrom Caddesi güzergahından yürüdü.

ÜLKÜTEK olarak Türk milliyetçilerinin mücadele tarihine altın harflerle yazılan bu anlamlı gününüzü kutluyoruz ve 3 Mayıs ruhunun Türk milletinin onurlu geleceğine ışık tutacağına yürekten inanıyoruz.

Bu vesileyle Başbuğumuz Alparslan Türkeş başta olmak üzere, kıymetli fikir adamı Hüseyin Nihal Atsız’ı ve zorlu bir dönemde adını tarihe yazdıran bütün dava büyüklerimizi ve tüm Şehitlerimizi  rahmet ve minnetle anıyoruz. Ruhları şâd, mekânları cennet olsun