DÜNYA KADINLAR GÜNÜ PDF Print E-mail
Written by operator1   
Friday, 07 March 2014 09:39

Türk ve Dünya kadınlarının, temel insan haklarının, çalışma haklarının, sağlık, eğitim ve sosyal güvenlik haklarının güvenceye alındığı, ayrımcılığın şiddetin ve baskıların olmadığı bir yaşama kavuşmalarını diliyor, sağlık, mutluluk, esenlik dileklerimizle, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü ÜLKÜTEK olarak kutluyoruz.

Dünya Kadınlar günü kutlaması ABD’ nin her yerde yaptığı zulmü kendi kadınlarına 8 Mart 1857 tarihinde yapması sonucu ortaya çıkmıştır. ABD‘nin New York Eyaleti‘nde 8 Mart 1857 tarihinde, daha iyi çalışma koşulları ve insanca yaşam talebiyle greve giden on binlerce dokuma işçisi kadına polis saldırmış ve 129 kadını fabrikaya kilitleyerek çıkan yangında hayatlarını kaybetmelerine sebep olmuştur. Clara Zetkin‘in 1910 yılında 2. Uluslararası Kadın Kongresi‘nde yaptığı öneriyle 8 Mart, Dünya Kadınlar günü olarak kabul edilmiştir.

 

 

Ülkemizde 8 Mart Dünya Kadınlar günü ilk kez 1921 yılında kutlanmaya başlanmıştır. Dünyada ve Türkiye‘de bugün hala kadınlar ayrımcılığa, eşitsizliğe, sömürüye karşı eşit ücret, sosyal hak, adalet ve özgürlükleri için mücadele etmeye devam etmektedirler.

İslâm Dîni, kadına en büyük değeri vermiş ve onun namuslu, temiz, vakarlı, haysiyetli ve şerefli bir tarzda yaşamasını sağlamıştır. İslâm nazarında kadın, şefkat, merhamet, hürmet duyulması ve nezâket gösterilmesi gereken asîl ve nezîh bir varlıktır. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, kadınların nârin, nâzik ve kibâr olduklarına işâretle, onların hiç kırılmaması ve incitilmemesi gerektiğini tavsiye etmişlerdir

Biz Türkler olarak, tarihimiz boyunca hiçbir zaman kadınları arka plâna atmamışız ve ev içine hapsetmemişiz. Tarih sürecine baktığımız zaman; Türk Hakanları ve beyleri tahtlarında otururken bile eşlerini hep yanlarında oturtmuşlar, değer vermişler, söz hakkı tanımışlardır. Hatta sultanların eşleri, dış ülkelerden gelen elçileri kabul etmiş, sözleşmeler yapmış sultan adına anlaşmalara imza koymuştur. Türk tarihine bakıldığında kadınların her dönemde içtimaî ve siyasi mevkileri açısından önemli bir konumda oldukları görülmektedir. Hunlar, Göktürkler, Uygurlar ve Oğuzlarda hükümdar eşleri de hakanlar gibi soylu bir boydan seçilirlerdi. Kağanların yanında kendilerine daha sonra hatun unvanı verilerek her konuda söz sahihi olmuşlardır. İtibarları Türkler Müslüman olduktan sonra da devam etmiştir. Karahanlılar, Harzemşahlar ve Selçuklular tarihi bunun örnekleri ile doludur

Anayasamızda "Herkes, dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir" ifadesi yer almasına karşın, aile yaşamı, çalışma hayatı ve yaşamın tüm alanlarında kadının konumuna bakıldığında hiç de eşit olmadığı görülmektedir.

Kadına yönelik şiddet ülkemizde son yıllarda özellikle AKP iktidarı döneminde daha da artmıştır. Kadına yönelik şiddet ve eşitsizliğin önlenmesinde yazılı ve görsel basına ve eğitim kurumlarına büyük görev düşmektedir.

Kadınlar, Dünya nüfusunun yarısını oluşturmasına rağmen, yaşamın bütün alanlarında, çalışma alanında istihdamda, karar alma mekanizmalarında, siyasette nüfus oranına göre temsil edilmemektedir. Kadınların yaşam içindeki temsil gücünün arttırılması gerekmektedir. Bugün dünyada kadınlar her türlü şiddete maruz kalmaktadır. Gerek ev içinde gerekse kamusal alanda kadına karşı şiddet ortadan kaldırılabilmiş değildir. Kadının yaşamın her alanında etkin olabilmesi için eksiklikler yasalar çerçevesinde çözümlenmeli ve hukuki düzenlemeler bir an önce yapılmalıdır. Ülkelerin gelişmişlik seviyesi kadın-erkek eşitliğiyle ölçülür. Bu nedenle kadınlar, kamu alanında, parlamentoda, yerel yönetimlerde ve siyasi partilerin her biriminde etkin ve eşit duruma getirilmelidir.

Gerek eğitim ve gerek ekonomik özgürlükler konusunda kadınlarımızın durumu düşündürücüdür. Cinsel taciz ve aile içi ve dışı şiddet konusunda kadınlar zayıf ve korumasız bir durumdadırlar. Kesinlikle herkesin kanun önünde eşitliği güvence altına alınmalı ve ayrımcılıktan hukuk sistemimiz arındırılmalıdır.

Yaşamımızın doğumdan ölüme her alanında, varlıklarıyla onurlandığımız, ihtiyacımız olduğunda desteklerini esirgemeyen, eğiten, yetiştiren, yüreklerindeki sevgi ve şefkati karşılıksız veren ailenin ve toplumun temel taşı olan fedakâr kadınlarımızın bu haklı mücadelesinde yanında yer alıyoruz.

Kurtuluş savaşında Türk kadınının yaptığı fedakârlıklar hala bu toplumun hafızasından silinmiş değildir. Onları rahmet, Şükran ve minnetle anıyoruz.

 

 
bayrak2.gif

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!

Anket

Sitemizin son hali hakkındaki görüşünüz:
 

Free template 'Feel Free' by [ Anch ] Gorsk.net Studio. Please, don't remove this hidden copyleft!