DÜZCE-GÖLYAKA`DA 5.9 (Mw) BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM PDF Print E-mail
Written by operator1   
Wednesday, 23 November 2022 16:26

T.C. Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Deprem Dairesi Başkanlığı`ndan alınan verilere göre; 23.11.2022 günü yerel saat ile 04:08`de merkez üssü Gölyaka (Düzce), aletsel büyüklüğü 5.9 (Mw) ve Odak derinliği 6.81 km olan orta şiddetli bir deprem meydana gelmiştir.

Düzce`nin yanı sıra İstanbul, Bolu, Sakarya, Ankara, Kocaeli, Kütahya, Bilecik, Bursa, Zonguldak, Bartın ve İzmir`de hissedilen depremin ardından aynı bölgede büyüklükleri 5.9 ile 1.9 arasında değişen artçı sarsıntılar meydana gelmiştir. Depremin önemli bir hasara yol açmadığı, can kaybının yaşanmadığı deprem nedeniyle Düzce'de 37, İstanbul'da 2, Zonguldak'ta 10, Sakarya'da 26, Bolu'da 1 ve Bursa'da 4 kişi olmak üzere toplam 80 kişi yaralanmıştır.

Düzce ve çevre illerde deprem korkusunu yaşayan ve yaralan vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor ve hasarlı binalarda kalmamalarını öneriyoruz. Artçı depremler hasarlı binaların çökmesine neden olabilir.

İlgili bakanlık, kurum ve kuruluşlardan toplam 2 bin 234 personel ve 444 aracın görevlendirildiği bölgeye, AFAD lojistik deposundan 10 bin battaniye, 20 genel maksat çadırı ile 489 aile yaşam çadırı, 480 yatak, 480 yastık-çarşaf seti ve 1200 ısıtıcı sevk edilmiştir.

DEPREM ÜLKEMİZİN GERÇEĞİDİR, GEÇMİŞTE YAŞANDIĞI GİBİ GELECEKTE DE YAŞANACAKTIR.

Bugünkü deprem muhtemelen Gölyaka-Sarıdere arasında kırılmamış Kuzeydoğu-Güneybatı uzanımlı kısımda meydana gelmiştir. Bu deprem Kuzey Anadolu Fayının ana parçaları üzeride olan bir deprem olmadığından, İstanbul depremini etkilemeyecektir.

Depremler ve doğal afetler ülkemizin kaçınılmaz bir gerçeğidir. Bu nedenle; toplumda deprem bilincinin oluşturulması, deprem ve afetlere karşı uygun yerleşim alanlarının belirlenmesi, güvenli binalar yapılması, deprem öncesi, sırası ve sonrası hazırlıklı olunması gerekmektedir.

Deprem ülkemizin gerçeğidir, geçmişte yaşandığı gibi gelecekte de yaşanacaktır.

Deprem zararlarını en aza indirmek için; mühendislik biliminin gerekleri dikkate alınmalı, Deprem zemin ve temel etüt raporları standartlara uygun yapılmalı, Riskli alanlar imara açılmamalı, bilimsel normlara dayalı yer seçimi yapılmalı, İmar Planına altlık teşkil eden jeolojik-jeofizik-jeoteknik etütler yapılmalı, ada ve parsel bazlı tüm yapılaşmalarda mühendislik hizmeti almayan hiçbir uygulamaya ruhsat verilmemelidir. Biliyoruz ki; ülke ve bölge düzeyinde yerleşim politikalarının fiziki planlamasının hazırlanması, kent ölçeğinde rantsal anlayıştan uzak arazi kullanım planları yapılması, afet etkilerine dayanıklı yapım sistemlerinin teşviki ve stratejisinin geliştirilmesi, uygun mühendislik tekniklerinin sağlanması, Ar-Ge desteklerinin sağlanması, hedeflenen strateji ve planların hayata geçirilmesi ve ilgili tüm kanun ile yönetmeliklerinin afet risklerini azaltma odaklı olarak yeniden düzenlenmesi ve gereği gibi uygulanması, denetlenmesi bizi dünya standartlarında çağdaş, çevre, plan, fen ve sağlık açısından uygun ve güvenli yaşam mekânlarına sahip olma ve ülke koşullarını da gözeterek amacına ulaştıracaktır.

Tüm bunların gerçekleştirilmesi için üniversite, sanayi, inşaat sektörü, sivil toplum kuruluşları ve kamu kurumları arasındaki işbirliğinin etkili bir şekilde güçlendirilmesi gerekmektedir. Ülkütek bu konuda üzerine düşeni yapmaya hazırdır.

Depremlere karşı alınması gereken önlemler ivedi bir öneme sahiptir.

Mevcut Yapı Denetim Yasası'nın öngördüğü, ticari yanı ağır basan yapı denetim şirketi ve öngörülen teknik müşavirlik şirketi modeli yerine uzmanlık ve etik niteliklere sahip yapı denetçilerinin etkinliğine dayalı, yeni bir planlama, tasarım, üretim ve denetim süreci modeli benimsenmelidir. Bu denetimlerin İyi yetişmiş uzmanlardan oluşacak bir kamu kuruluşu tarafından denetlenmesi Türkiye koşullarına daha uygundur. Bu kuruluşun günlük siyasetin dışında tutulması iktidar ve muhalefet olmak üzere herkesin yararına olacaktır.

Artık, her afetten sonra sık sık yapılan "yara sarma" anlayışından vazgeçip, bilimin, tekniğin yol göstericiliğinde ve Ülkemiz koşullarına uygun afet öncesi alınacak önlemlerle, afet zararlarını kabul edilebilir sınırlara indirmek hedeflenmelidir.

Türkiye "Afet Güvenli Kentler” oluşturma çalışmalarına hızla başlamalı, günümüz bilim ve teknolojisi kullanılarak "yaşanabilir ve güvenli” kentler yaratılmalıdır.

Belediyelere bırakılan Kentsel dönüşüm çalışmalarında ticari amaçlara hizmet etmiş risk önceliği daha az olan rant getiren alanlar öncelikli olarak dönüştürülmüştür. Rant getirmeyen çok riskli alanlar maalesef hala dönüştürülememiştir.

Kentsel dönüşüm çalışmaları ülke çapında merkezi bir planlama ile yapılarak öncelikle en riskli alanlara öncelik verilerek vatandaşa herhangi bir yük getirmeden ilk depremde yıkılacak ve binlerce ev ve can kaybı önlenmelidir. Bu süreç 5 yıl içinde tamamlanmalıdır. Bu iş belediyelere bırakılmamalı merkezi yönetim tarafında oluşturulacak yeni bir kurum tarafından yapılmalıdır.

Her türlü teknik elamanı içinde barındıran sadece Ankara’da kamu, üniversite ve özel sektörden 1500 yakın mühendis, mimar, şehir plancısı ve diğer teknik eleman üyesi bulunan Ülkücü Teknik Elemanlar Derneğinin afete dayanıklı güvenli kentler oluşturulmasında üzerlerine düşeni yapacağından kimse kuşku duymamalıdır.

Düzce ve çevre illerde deprem korkusunu yaşayan ve yaralan vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor ve hasarlı binalarda bulunmamalarını öneriyoruz. Artçı depremler hasarlı binaların çökmesine neden olabilir.

 
bayrak2.gif

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!

Anket

Sitemizin son hali hakkındaki görüşünüz:
 

Free template 'Feel Free' by [ Anch ] Gorsk.net Studio. Please, don't remove this hidden copyleft!