DURMAK YOK, ZAMMA VE YANLIŞA DEVAM… Print
Tuesday, 03 April 2012 09:06

Bütçe açığını kapatmak gerekçesiyle Elektriğe yüzde 9.5, doğalgaza ise yüzde 18.72 oranlarını bulan zam yapılmıştır. Bu zamlar açıklanan enflasyon rakamlarının çok üstündedir. EPDK tarafından nihai zam açıklaması yapılarak, gerçekte çıplak elektrik fiyatına yapılan çift haneli zam saklanmaya çalışılmıştır. 2012 yılının bütünü için % 6,5’lik enflasyon beklenirken, konutlarda kullanılan çıplak elektrik fiyatlarına yılın ilk üç ayında % 12.8 zam yapılmıştır. Ayrıca, doğalgaza yapılan yüzde 18.72 oranındaki zam, elektrik fiyatlarının önümüzdeki aylarda daha da artmasına neden olacaktır. Doğal gaz ve Elektrikteki bu zamlar girdi maliyetlerinin artması nedeniyle çoğu sanayi ürününde de zincirleme fiyat artışına sebep olacaktır

 

 

Yapılan zamların gerekçesi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ". Uluslararası istikrarsızlığın getirdiği, özellikle Arap Baharıyla birlikte gelen istikrarsızlığın dünyaya faturası" olarak açıklanmaktadır. Zamların asıl nedeni, uygulanan yanlış politikalardır.  Dış piyasalardaki fiyat dalgalanmaları ve dövizdeki artış gerekçesiyle yapılan bu zamlar nedense, dünyadaki petrol fiyatları ve döviz ucuzladığında fiyatlara aynı oranda indirim olarak yansımamaktadır. Zammın asıl nedeni,  Doğal gaza dayalı üretim. Elektrik dağıtım bölgelerini satın alan şirketlerin maliyet artışları nedeniyle kar oranlarının düşmesidir. Bu zamlarla bütün yük, dar gelirlilere yüklenmekte, fatura onlara kesilmektedir.

10 yıldır iktidarda olan hükümet, elektrikteki doğalgaz bağımlılığını ortadan kaldırmak bir yana, bu bağımlılığı daha da artırmıştır. Yerli kömür kaynaklarımızdan elektrik enerjisi üretme oranı son on yılda % 30‘ lardan % 20‘lerin altına düşmüş, buna karşılık tamamı ithal edilen doğal gazdan elektrik üretme oranı sürekli olarak artmaktadır. 2011 yılında Türkiye’de elektrik enerjisi üretimi toplam 228.4 milyar kilovat saat olarak gerçekleşirken, bunun yaklaşık yüzde 45’i doğalgazdan geldi. Aynı tablo, 2012 yılının ilk dört ayında da yükselerek devam etti.

Kamu adına elektrik üretimi yapan Elektrik Üretim A.Ş. (EÜAŞ) ise doğalgaz santralarının yanında HES ve kömür santralleriyle da üretim yaptığı için ürettiği elektriğin maliyetinde toplamda  ciddi bir maliyet artışı olmadı.

Etrafında özellikle petrol kaynaklarınca zengin ülkelerin yer aldığı Türkiye, enerji kaynakları ve bunların çeşitliliği bakımından zengin ülkeler arasında gösterilmesine karşın bu kaynaklardan yeterince yararlanamamaktadır. Ülkemiz değişik bölgelerde yer alan toplam 8,3 milyar ton görünür linyit rezervine sahiptir. Günümüz de çok gelişen arama teknolojilerini kullanarak ile bu atakların geliştirilmesi ve olası rezervin artması mümkündür. Ülkemiz kömür rezervleri açısından dünyada 11. sıradadır. Ancak buna rağmen enerji üretiminde bu kaynaklardan yeterince yararlandığımızı söyleyemeyiz. Yeterli termik santrale sahip değiliz, elimizdekiler de tam kapasite kullanılamamaktadır. Bazıları çevreyi kirlettikleri gerekçesiyle kapatılmaktadır.

Dünyada kendi yerli kaynaklarını kullanmayarak dış kaynağa bağlı olarak enerji üreten ülkelerin başında Türkiye gelmektedir. Bu nedenle özellikle son yıllarda enerji planlama ve politikalarının ülke yararına bilimsel ve gerçekçi bir biçimde belirlendiğini söylemek mümkün değildir. Bu durumun ekonomiye getirdiği yüklerin ülkemizde yaşanan krizlerin ve son yıllarda ciddi bir biçimde artan cari açıkların oluşumundaki payı yadsınamaz bir gerçektir. Türkiye çarpıklığa bakın ki dünyanı en büyük doğal gaz kaynağına sahip ülkelerin başında gelen Rusya’dan bile elektrik üretiminde daha yüksek oranda doğalgaz kullanmaktadır.

Türkiye’nin ihtiyacı olan enerji öncelikli olarak yerli kaynaklardan temin edilmelidir. Türk sanayinin dış pazarlardaki rekabet gücünü arttırmak için ucuz enerjiye gereksinimi vardır. Bu enerjinin ayrıca sürekli ve güvenilir ve ekonomik olması açısından yerli kaynaklardan elde edilmesi önemlidir. Yine enerji güvenliği açısından yerli kaynaklardan karşılanamayan enerji ihtiyaçlarının da belli bir enerji kaynağına ve ülkeye bağlı kalmadan uygun koşullarda temin edilerek olası riskler en aza indirilmelidir.

Yapılması gereken;  ülke yararına merkezi ve stratejik bir planlamayla, ülkemizin koşullarına uygun, yerli - yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarına da ağırlık verilerek, enerji politikalarının biran önce hayata geçirilmesidir.