Bilindiği gibi Osmanlı Türk İmparatorluğunun enkazları arasından milli bir uyanış ve ayağa kalkışla kurulan Türkiye Cumhuriyeti merkezi milli üniter bir devlettir ve Başkenti Ankara’dır. Ankara’nın genç cumhuriyetin başkenti olarak seçilmesinin askeri, siyasi ve stratejik bir çok sebepleri vardır. Bunlar içinde en önemli sebep; Kurtuluş Savaşını kazanan Türk ruhunun kültür, medeniyet ve ekonomi alanında da zoru, hatta imkansızı başarabileceğini bütün dünyaya göstermekti. 1923’lü yıllarda fakir, bitkin, köhne bir Anadolu kasabası durumundaki Ankara işte bu sebepten bizzat Mustafa Kemal tarafından başkent yapılmıştır. Bu karara başta İngiltere olmak üzere işgal devletleri ve içerdeki işbirlikçiler uzun süre direnmişlerdir.

 Bu sebepten;

 Ankara demek; Milli Mücadele demektir.

Ankara demek, Milli Üniter Devlet demektir.

Ankara demek; Cumhuriyet demektir.

 Ankara demek; Milli İradenin kalbinin attığı yer demektir.

 Ankara demek, İktidarın Padişahtan alınıp Türk milletine verilmesi demektir.

Ankara demek, Türk Milleti kendi devletine hakim olması demektir.

Ankara demek; Emperyalizme karşı direnmek demektir.

Ankara demek; Her alanda tam bağımsızlık demektir.

Ankara demek; cehalet ve geri kalmışlık zincirinin kırılması demektir.

Ankara demek, Mustafa Kemal demektir.

Ankara demek; Türk milliyetçiliği demektir.

Ankara demek; Türkiye demektir.

Bugün yeniden servi hortlatmak isteyen küresel emperyalistler içimizdeki işbirlikçileri vasıtasıyla milletimizin İnanç ve düşünce alanına, eğitim ve kültür alanına, ekonomi ve siyasi alanına hayasızca saldırmakta, bu alanlardaki kaleleri birer birer ele geçirmektedirler.

Adında “Cumhuriyet” bulunan Merkez Bankası’nın Ankara’dan İstanbul’a taşınma gayreti hayasızca sürdürülen söz konusu işgal planının bir parçasıdır. Çoktan beri büyük bankaların ve şirketlerin genel müdürlüklerinin İstanbul’a taşınması zaten tamamlanmıştır. Ziraat Bankası, Halk Bankası, BDDK, SPK ya ek olarak Merkez Bankası’nın da Medya ve Sanat faaliyetlerinin merkezi olan İstanbul’a taşınmasıyla ekonomik anlamda Ankara’nın içinin boşaltılması tamamlanmış olacaktır. Ekonomik anlamda içi boşaltılan Ankara’nın siyasi etkinliği de kırılmış olacaktır.

Dünyada bütün devletlerin merkez bankası kendi başkentlerindedir.Bunun sadece iki istisnası vardır. Bunlarda İngiltere’nin sömürgesi olan Hindistan ve Avustralya’dır.

İşbaşındaki iktidarın “İstanbul Finans merkezi olacak, Merkez Bankasını oraya taşımalıyız” tezi gerçeklere aykırıdır. Kaldı ki Merkez Bankası’nın merkezinin Ankara olduğu ilgili kanunun hükmü içindedir.

Buna bankanın yönetimi karar veremez.

Bu taşınmaya sadece hükümet de karar veremez.

Bu durunda Merkez Bankası’nın bağımsızlığı siyasi irade tarafından ortadan kaldırılmış olacaktır.

Diğer taraftan bu taşıma işleminin Ankara ekonomisine yılda 1,5 milyar doların üzerinde darbe vuracağı, söz konusu taşınma projesinin toplam maliyetinin 3,5 milyar doları geçebileceği, bu zarar ve israfın ise ekonomik sorunlara yol açabileceği konunun uzmanları tarafından ifade edilmektedir.

Ayrıca unutulmamalıdır ki; bilançosuna halen kamunun hakim olduğu Merkez Bankası ancak ve ancak Hazine ve Maliye’nin de bulunduğu siyasi merkezde yani başkentte olur, bunun aksi düşünülemez

Biz soruyoruz ki,

 Merkez Bankası’nı İstanbul’a taşımaya kalkışanlar, Milli Mücadelenin rövanşını mı almak istiyorlar

Biz diyoruz ki;

 Merkez Bankası’nın İstanbul’a taşınması projesi BOP’un bir parçasıdır.

Biz diyoruz ki;

 Merkez Bankasını İstanbul’a taşımak isteyen zihniyet, Cumhuriyet değerlerini bir türlü içine sindirememiş, Türk kimliğine dost olmayan, padişahlık özlemi içinde bulunan ve sırtını küresel sermayeye dayamış, kadroların zihniyetidir.

Biz diyoruz ki,

 Merkez Bankası’nı İstanbul’a taşımak isteyenler “Ankara’nın sadece İstanbul’a dönüşünü seven” “siyasi kiracı”lardır.

Kısacası, T.C. Devletinin Başkenti Ankara’dır. T.C. Merkez Bankası Ankara’da olmaya devam edecektir.

Kamuoyuna Saygıyla Duyurulur. 15.12.2010

ÜLKÜ TEK